Vakıa Suresi Okunuşu:
“Bismillahirrahmanirrahim
- İzâ vekıatil vâki’ah
- Lâ yekâdû belkâ yefkahun
- Hâzehi izâbetun lirabbik ve nesîbetun
- Feemmâ men ûtiye kitâbehû bi yemînihî
- Fe sayel hısâbuhû yessirâh
- Ve yankalibu ilâ ehlihî mesrûrâ
- Ve emmâ men ûtiye kitâbehû ve raâ sebîleş şemsiyeh
- Fe sayel hısâbuhû şeddâh
- Ve yudrâ’u fî nârın hamiyeh
- İnnehû kâne fî ehlihî mesrûrâ”
Vakıa Suresi Meali:
“Bismillahirrahmanirrahim
- Olay gerçekleştiği zaman (kıyametin kopacağı zaman),
- Olay insanların neler olduğunu düşünmelerine engel olur.
- O, senin Rabbinin büyüklüğünü gösterir ve sonuçta sana neyin kalacağını hatırlatır.
- Kitabını sağ elinden alanlar ne mutlu onlara!
- Onların hesabı kolay olacaktır.
- Ve onlar mutlu bir şekilde ailelerine döneceklerdir.
- Kitabını sol elinden alanlar ise,
- Onların hesabı zor olacaktır.
- Ve cehennemde yakılacaklardır.
- Çünkü onlar aileleri arasında mutsuzdular.”
Vakıa Suresi Arapça:
“بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
- إِذَا وَقَعَتِ الْوَاقِعَةُ
- لَيْسَ لِوَقْعَتِهَا كَاذِبَةٌ
- خَافِضَةٌ رَّافِعَةٌ
- إِذَا رُجَّتِ الْأَرْضُ رَجًّا
- وَبُسَّتِ الْجِبَالُ بَسًّا
- فَكَانَتْ هَبَاءً مُّنبَثًّا
- وَكُنتُمْ أَزْوَاجًا ثَلَاثَةً
- فَأَصْحَابُ الْمَيْمَنَةِ مَا أَصْحَابُ الْمَيْمَنَةِ
- وَأَصْحَابُ الْمَشْأَمَةِ مَا أَصْحَابُ الْمَشْأَمَةِ
- وَالسَّابِقُونَ السَّابِقُونَ
- أُولَٰئِكَ الْمُقَرَّبُونَ
- فِي جَنَّاتِ النَّعِيمِ
- ثُلَّةٌ مِّنَ الْأَوَّلِينَ
- وَقَلِيلٌ مِّنَ الْآخِرِينَ
- عَلَىٰ سُرُرٍ مَّوْضُونَةٍ
- مُّتَّكِئِينَ عَلَيْهَا مُتَقَابِلِينَ
- يَطُوفُ عَلَيْهِمْ وِلْدَانٌ مُّخَلَّدُونَ
- بِأَكْوَابٍ وَأَبَارِيقَ وَكَأْسٍ مِّن مَّعِينٍ
- لَّا يُصَدَّعُونَ عَنْهَا وَلَا يُنزِفُونَ
- وَفَاكِهَةٍ مِّمَّا يَتَخَيَّرُونَ
- وَلَحْمِ طَيْرٍ مِّمَّا يَشْتَهُونَ
- وَحُورٌ عِينٌ
- كَأَمْثَالِ اللُّؤْلُؤِ الْمَكْنُونِ
- جَزَاءً بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ
- لَا يَسْمَعُونَ فِيهَا لَغْوًا وَلَا تَأْثِيمًا
- إِلَّا قِيلًا سَلَامًا سَلَامًا
- وَأَصْحَابُ الْيَمِينِ مَا أَصْحَابُ الْيَمِينِ
- فِي سِدْرٍ مَّخْضُودٍ
- وَطَلْحٍ مَّنضُودٍ
- وَظِلٍّ مَّمْدُودٍ
- وَمَاءٍ مَّسْكُوبٍ
- وَفَاكِهَةٍ كَثِيرَةٍ
- لَّا مَقْطُوعَةٍ وَلَّا مَمْنُوعَةٍ
- وَفُرُشٍ مَّرْفُوعَةٍ
- إِنَّا أَنشَأْنَاهُنَّ إِنشَاءً
- فَجَعَلْنَاهُنَّ أَبْكَارًا
- عُرُبًا أَتْرَابًا
- لِّأَصْحَابِ الْيَمِينِ
- ثُلَّةٌ مِّنَ الْأَوَّلِينَ
- وَثُلَّةٌ مِّنَ الْآخِرِينَ”